KURUMSAL
Ahmet ÖZDEMİR Yazarın Tüm Yazıları
Anayasamızın 169 ve 170 nci maddeleri Ormanların korunması açısından anayasal dayanaklarımızdır. Korumanın nasıl yapılacağı ise 6831 Sayılı Kanun ve yönetmelikle düzenlenmiş, bir nevi Orman Muhafaza Memurlarına kolluk görevlisi yetkisi tanınmış ve yakın zamana kadar da ormanların korunması suç ve suçluların takibinin yapılması bu şekilde yürütülmüştür. 6831 Sayılı Yasanın 79, 80, 82, 84, 88, 108/4ncü maddelerinde görev tanımı ayrıntısı ile düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK 160 ve 164/2 de Cumhuriyet Savcısının soruşturmaya yönelik işlemlerini öncelikle adli kolluk görevlileri aracılığı ile yapması gerektiği belirtilmiş, ancak Orman Muhafaza Memurları adli kolluk tanımı dışında tutulmuştur. Adli Kolluk Yönetmeliğinde de adli kolluk tanımı CMK'ya uygun şekilde yapıldığı için Orman Muhafaza Memurlarına yine yer verilmemiştir. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği 4ncü madde de "kolluk" tanımı yapılmış ancak bu görevi fiilen yapan Orman Muhafaza Memurlarına maalesef burada da yer verilmemiştir. Anlaşılacağı üzere Orman Muhafaza Memurları ve Amirlerinin bu gelişmeler karşısında değil adli kolluk sayılması, esamesi bile okunmamış, ancak buna rağmen gayrı resmi bir şekilde kolluk görevi yapmak zorunda bırakılmışlardır. Sadece orman suçlarının takibi açısından Orman Muhafaza Memurlarına verilen yetkiler dolaylı olarak geri alınmıştır. Soruşturmanın selameti ve adil yargılanma hakkının korunması ön planda tutulup, Ocak 2006 dan sonrası için, özellikle Arama ve El koyma işlemleri açısından, "zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur" diyerek Orman Muhafaza Memurlarına ve yapmış oldukları adli ve idari kolluk işlemlerine yok gözüyle mi bakılmaktadır? Cumhuriyet Savcısı Orman suçları ile ilgili devam eden bir soruşturmada bundan böyle Orman Muhafaza Memurlarının çalışmalarından gayrı yasal olarak mı faydalanmaya devam edecektir?
Fiili ve fiziki olarak Orman Muhafaza Memurları her türlü Orman kaçakçılığı, biyolojik kaçakçılık, yasak avlanma, Orman örtüsüne ve varlığına karşı yapılacak her türlü yasa dışı müdahale ve yangına karşı haftanın 7 günü 24 saat aktif olarak görev yapmasına ve yapılan işlemleri bizzat Cumhuriyet Savcısının talimatları doğrultusunda ifa etmesine rağmen ne CMK'da ne de adli kolluk kuvvetleri yönetmeliğinde yer alamamıştır. Bilindiği üzere devlet memurları görevli bulundukları sürece yetkiyi kanunlar, KHK lar, yönetmelikler ve tebliğlerden alır. Ancak Orman Muhafaza Memurları ne gariptir ki yasa dışı olarak ormanları korumak ve her türlü kaçakçılık ile mücadele etmekle uğraşmaktadır. 6831 sayılı Orman Kanunun 77. Maddesi haricinde hiçbir kanunda Orman Muhafaza Memurları kolluk görevlisidir, ya da adli kolluk görevi yapar ibaresi bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere ülkemizde iki türlü kolluk uygulaması bulunmaktadır. Bunlar adli ve idari kolluk kuvvetleridir. Adli kolluk kuvvetlerinin görevi suç vuku bulduğu andan itibaren başlar ve suçtan sonra elde edilen her türlü delil ve bulguyu adli makamlara ulaştırarak olayın çözümünde asli unsur olarak görev yaparlar.
İdari kolluk unsurları ise daha çok suçun önlenmesi safhasında görev alarak huzurun sağlanması ve suç işlenmesini engelleyici tedbirler ile bu görevlerini ifa ederler.
İdari kolluk kuvvetleri genel idari kolluk kuvvetleri ve özel idari kolluk kuvvetleri olarak ikiye ayrılırlar. Genel idari kolluk kuvvetlerine örnek olarak Polis ve Jandarma gösterilebilir.
Özel idari kolluk kuvvetleri ise Özel Kanunlar çerçevesinde kurulan ve teşkilatlandırılan ancak kendi hizmet alanları dışına zaruri haller dışında çıkamayan kolluk kuvvetleridir.
Orman Muhafaza Memurlarının durumuna baktığımızda fiili olarak bir taraftan Cumhuriyet Savcısının talimatları doğrultusunda "ADLİ KOLLUK GÖREVİ" ifa ederken, diğer taraftan da "ÖZEL İDARİ KOLLUK" görevlisi olarak ormanların yasa dışı müdahalelere karşı korunmasında önleyici unsur olarak vazifelerini 7/24 icra etmektedirler.
Orman Muhafaza Memurları yanlızca kolluk kuvveti olarak görev yapmamaktadırlar. Yaptıkları işlerin arasında teknik bilgi gerektiren işlerin yanı sıra idari olarak da yerine getirmesi gereken sorumlulukları vardır. Ancak ve maalesef bütün bu yapmaya çalışılan görevlere rağmen hala G. İ. H kadrosunda görev yaparak hem büyük bir haksızlığa hem de haketmedikleri bir adaletsizliğe maruz bırakılmaktadırlar. Kışın karda, yazın korda her türlü kaçakçılıkla ve yangınla mücadele ederken, diğer taraftan da Milli servetlerimiz olan ormanlarımızın muhafazasını ve devamlılığını sağlamak için 7 gün 24 saat görevleri başında bulunmaktadırlar.
Orman Muhafaza Memurları olarak görevimizin öneminin ve kutsiyetinin farkındayız. Her türlü olumsuzluğa rağmen 7 gün 24 saat esasına göre görev yapan, ancak kanunen yaptığımız işin karşılığını göremeyen bir meslek gurubu olarak bu düzensizliğin ve adaletsizliğin giderilmesini talep ediyoruz.
Şayet Orman Varlığının korunması ve devamlılığını sağlanması, biyolojik kaçakçılık, emval kaçakçılığı, kaçak kesim, yangın ve kaçak avlanma gibi suçların önlenmesi ve devamında adli işlemlerin yapılabilmesi için kolluk kuvvetine ihtiyaç varsa, bu görevi halen yürütmekte olan Orman Muhafaza Memurları yasal olarak "KOLLUK KUVVETİ" sayılmalıdır. Aksi takdirde ormanların korunması ve yürütülecek diğer adli ve idari iş ve işlemler Orman Genel Müdürlüğü bünyesinden alınarak kolluk kuvveti olarak görevini yapan diğer birimlerce yapılmalıdır. Her halükarda ormanlarımızın korunması için kolluk kuvvetlerine ihtiyaç vardır. Şayet Orman Muhafaza Memurları Kolluk Kuvveti haklarına layık görülmüyor ise kanunen yer almamasına rağmen bu görevin sorumluluğunu taşıyıp, yaptıkları görev sonucu yasal olarak maaşlarından kesilerek ödemek zorunda kalınan tazminatlardan ve soruşturmalardan muaf tutularak OGM bünyesinde yapılan diğer işlerde görevlendirilmelidirler. Kolluk kuvveti haklarından faydalanamayan ancak tüm sorumluluğunu taşıyan Orman Muhafaza Memurlarına bu konuda haksızlık yapılmaktadır.
Mesleğin icracıları olarak Orman Muhafaza Memurlarının haklı taleplerinin dikkate alınarak bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz.